Can
Could
Must, Have to, Have got to
Should, Ought to, Had better / Be able to
Would you mind
Prefer, Would Prefer
Would rather, Would sooner / Used to, Would
Be to, Be supposed to
Requests
Should have done / Tenses, relative clauses
Adverbial Clauses, Articles, Pronouns, Active Passive,
Necessity
Have to / Must / Have got to (Zorunluluk ve Gereklilik)
“Have got to” “must” ve “ have to” yapısı zorunluluk / gereklilik ifade eder
We have got to leave straight away[a1].
We have to leave straight away[a2].
We must leave straight away[a3]
He’s got to study for the English test[a4].
He must study for the English test[a5].
He has to study for the English test[a6].
Sorular aşağıdaki gibi yapılır.
When has Jack got to go?[a7]
When does Jack have to go?[a8]
When must Jack go?[a9]
Olumsuz yaparken “must” a dikkat edilmelidir. “mustn’t” yasaklama anlamı vermektedir.
A: Do we have study tonight?[a10]
B: No you don’t have to / haven’t got to study[a11]. Ama
You mustn’t study tonight[a12]. (Kesin bir yasaklama)
You don’t need to come here[a13]
You mustn’t come here.[a14]
“Have got to” “must” ve “have to” yapılarının past hali “had to”dur.
Yesterday I was busy. I had to work till midnight[a15].
When I was a student, I had to get up very early[a16].
“Have to” diğer zamanlarla da kullanılabilir.Ama “must” kullanılamaz.
When you start university, you will have towill must study harder[a17].
She has had to work in her father’s company for six years.[a18]
We had had to wait in the rain for some time and we became sick.[a19]
We may have to change our plan.[A20]
I’m having to read this very carefully[A21].
It’s a pity to have to accept that[A22].
I would have to do it if he insisted[A23]
By June, I will have had to go to Istanbulfive times.[i24]
ANA SAYFAModals / Diğer Gramer KonularCan
Could
Must, Have to, Have got to
Should, Ought to, Had better / Be able to
Would you mind
Prefer, Would Prefer
Would rather, Would sooner / Used to, Would
Be to, Be supposed to
Requests
Should have done / Tenses, relative clauses
Adverbial Clauses, Articles, Pronouns, Active Passive,
[a1]Hemen çıkmamız lazım.
[a2]Hemen çıkmamız lazım.
[a3]Hemen çıkmamız lazım.
[a4]İngilizce sınavına çalışması gerekiyor.
[a5]İngilizce sınavına çalışması gerekiyor.
[a6]İngilizce sınavına çalışması gerekiyor.
[a7]Jack’in ne zaman gitmesi gerekiyor?
[a8]Jack’in ne zaman gitmesi gerekiyor?
[a9]Jack’in ne zaman gitmesi gerekiyor?
[a10]Bu akşam çalışmamız gerekiyor mu?
[a11]Hayır, çalışmanız gerekmiyor
[a12]Bu akşam çalışmamalısınız.
[a13]Buraya gelmenize gerek yok. (ama siz bilirsiniz)
[a14]Buraya gelmemelisiniz.(Kesin bir yasak)
[a15]Dün çok meşguldüm. Gece yarısına kadar çalışmak zorundaydım.
[a16]Öğrenciyken çok erken kalkmam gerekiyordu.
[a17]Üniversiteye başlayınca çok çalışman gerekecek.
[a18]Altı yıldır babasının şirketinde çalışmak zorunda.
[a19]Bir süre yağmurda beklemek zorunda kalmıştık ve hasta olduk.
[A20]Planımızı değiştirmek zorunda kalabilirz.
[A21]Bunu dikkatlice okumalıyım
[A22]Onu kabul etmek zorunda kalmak çok üzücü.
[A23]Israr ederse yapmak zorunda olurum
[i24]Haziran ayında İstanbul’a beş kez gitmek zorunda olmuş olacağım.